22 Mayıs 2010 Cumartesi

Türkçe Olimpiyatları dergisi, okuyucuyla buluşuyor

Mersin'in Erdemli ilçesi Sıraç köyünde yaşayan Mehmet ve Raziye Gülbay çifti, Senegal'e gönderdikleri oğulları Erol'u bir yıldır görmemişlerdi.
Erol öğretmen, Senegal'den üç siyahi öğrencisiyle Türkiye'ye gelmiştir ama ailesinin yanına, Erdemli'ye kadar gidecek vakti yoktur. Öğrencileri Kayseri'de yapılacak olimpiyat finallerine katılacak; o da öğrencilerini bırakıp gidemeyecektir. Yürümekte zorluk çeken kanser hastası babası ve yaşlı annesi köylerinden kalkıp oğullarını görmek için Kayseri'ye gelirler. Bir yıldır görmedikleri oğullarıyla otogarda sadece iki saat görüşür ve ayrılırlar. Erol öğretmenin yanında getirdiği esmer çocuklar, "Nasılsınız, iyi misiniz?" diye, öğretmenlerinin yaşlı anne-babasının elini öperler... O iki yaşlı insan, bu hale şaşar kalır... Uzak bir gurbete gönderdikleri oğullarının evine bile gelememesine mi üzülsünler, yoksa o uzak ülkeden gelen sevimli esmer çocukların Türkçe konuşarak ellerini öpmesine mi sevinsinler, bilemezler... Sevinçle hüznün iç içe geçtiği bu yürek burkucu öykü, bugünlerde yavaş yavaş haberlerini duymaya başladığımız Türkçe Olimpiyatları'nın ilk sayısı yayımlanan dergisinde geçiyor.
Bu yıl 8.si gerçekleştirilecek olan Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, etkinliklerin daha geniş kitlelere tanıtılması amacıyla bir dergi yayımladı. İlk sayısı bugün bayilerde olan dergide, olimpiyatların dünden bugüne tarihi, dünyanın yaklaşık 120 ülkesinde eğitim gönüllüsü olarak çalışan öğretmenlerin hikâyeleri ve Türkçenin dünyada yayılma alanını her geçen gün genişletmesi işleniyor. Arnavutluk iç savaşı sırasında öğretmenlerin bütün tehlikelere rağmen okulu terk etmeyişleri, unutulmaz bir fedakarlık destanı olarak hafızalardaki yerini koruyor. Dergide yer alan bu ve benzer pek çok olay, Türkçe sevdalısı öğretmenlerin olimpiyatları bugün herkesin gurur duyduğu bir seviyeye nasıl getirdiklerini gözler önüne seriyor. Farklı görüşlerden yazar, düşünür ve sanatçılar da olimpiyatlar ve Türk okulları hakkındaki değerlendirmelerinde hep bu başarının kahramanları olarak öğretmenleri selamlıyor.
Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, kendisiyle yapılan röportajda, 17 ülke ile başlayıp bugün 120 ülkeye ulaşan olimpiyat organizasyonunu anlatıyor. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın ise olimpiyatların Türkçenin yaygınlaşması açısından ifa ettiği görevi ortaya koyuyor. Edebiyat, sinema, müzik, reklam ve gösteri dünyasından çok sayıda ünlü isim de yaptıkları değerlendirmede, Türkçe Olimpiyatları'nın Türkiye'nin dünyadaki en büyük markası olduğu görüşünde birleşiyor. Fatih Kısaparmak, Serdar Ortaç, Mehmet Ali Birand, Oktay Kaynarca, Hakan Şükür, Deniz Arcak gibi ünlüler, kendileriyle yapılan röportajlarda Türkçe Olimpiyatları'na dair izlenimlerini aktarıyor. Prof. Dr. Naci Bostancı, Prof. Dr. Kemal Karpat, Ahmet Turan Alkan ve Dr. M. Ali Kılıçbay ise dergiye Türk okulları ve olimpiyatlarla ilgili değerlendirmelerini içeren birer makale ile katkıda bulunuyor. Prof. Dr. Karpat'ın bir cümlesi, pek çok şeyi anlatmaya yetiyor: "Bu okulları daha yakından tanımak ve takdir etmek, her Türk'ün vazifesidir. Gerçekten bu okullar kuruluş ve Türkiye'nin dışarıya açılması ve tanıtılması bakımından iftihar edilecek bir seviyededir."
ZAMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder