21 Mayıs 2010 Cuma

Hayallerini Türkçe Gerçekleştirecek

Behram Kılıç / Sao Paulo

Sao Paulo’daki öğrenciler, kıtaların birleştiği coğrafyadaki Türkiye’yi çok merak ediyor. Olimpiyatlar, hayallerini gerçekleştirmek için büyük fırsat.

Roberto Carlos, Lincoln, Alex, Bobo ve Alanzihno’nun Türkçe konuştuğunu duydunuz mu? Yıllarca Türkiye’de kalıyorlar ama üç-beş kelimeden başka bir şey konuşmadan ülkemizden ayrılıyorlar. Ama yakın gelecekte Türkiye’ye gelen futbolcuların şakır şakır Türkçe konuştuklarını görürseniz şaşırmayın. Zira Brezilya’daki Türk okulunda hepsi birbirinden maharetli 96 öğrenci var. Futbola da bayağı ilgililer. Hatta içlerindeki bayan öğrencilerden Julia, Palmerias’ın altyapısında ter döküyor.

Brezilya, bize kilometrelerce uzak bir ülke. Futbol ve sambası dışında hakkında pek bir şey bilmediğimiz bu ülkeye yolunuz düşerse, ülkenin en büyük şehri Sao Paulo’daki Türk kolejine de uğramayı ihmal etmeyin.

Kolej 4 yıldır faaliyette. Hâliyle ilk mezunlarını da vermiş olmanın mutluluğunu yaşıyor. Bugünlerde okulda tatlı bir heyecan var. Sebep; yaklaşan Türkçe Olimpiyatları ve mayısın sonuna doğru Brezilya’ya bir ziyaret gerçekleştirecek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın okula gelme ihtimali...

Biz buradan Başbakan’a duyuralım; okuldaki öğrencilerin çoğu F.Bahçe’yi tutuyor. Çünkü Türkçe öğretmenlerinden biri F.Bahçeli. İşte çocukların F.Bahçeli olmasını sağlayan Hakan Demir’i, olimpiyatlar için Türkiye’ye gidecek üç öğrenciyle ders çalışırken buldum.

Dersin konusu, ismin hâlleri. Brezilya bu yıl şiir, şarkı ve konuşma dalında temsil edilecek. Caroline Torres (15), Ömer Lütfi Mete’nin ‘Gülce’ şiirini okuyacak. Vitoria Rebecca (16), konuşma dalında hazırlanıyor. Julia Cotta (15) ise şarkı yarışmasında ‘Kalp Kalbe Karşıdır’ı seslendirecek.

Hakan Demir 9 aydır burada. Dolayısıyla o da ülkenin resmî dili Portekizceyi öğrenmeye çalışıyor. Brezilya’da diğer ülkelerde olduğu gibi bir ülke elemesi söz konusu olmamış. Zira buradaki Türk okulu tek ve olimpiyatlara ilgi duyan öğrenci sayısı sınırlı. Dolayısıyla Türkçe Olimpiyatları’na katılacak öğrencileri Hakan hoca belirlemiş. Tabii seçtikten sonraki hazırlık aşamasında işi hiç de kolay olmamış, Türkçe ve Portekizce arasındaki farklılıklar yüzünden. ‘Bizde 8 sesli harf var. Bunlarda ise beş... ‘Ö’, ‘ü’ ve ‘i’yi söylemede çok zorlanıyorlar. Bir de ‘t’ ve ‘d’ harflerinde problem var. Bu harfleri ‘ç’ ve ‘c’ diye çıkartıyorlar. Mesela, ‘dilek’ yerine ‘çilek’, ‘saat’ yerine ‘saaç’ diyorlar.

Ancak bu problemler onu ve öğrencileri yıldırmamış. Mesela Caroline, İbrahim Sadri’nin seslendirdiği Gülce şiirini her gün 9-10 kez okuyor. Hocaları şiiri Portekizceye çevirerek anlamını da öğrenmesini sağlamışlar. Bizim için birkaç mısra okuyor. Ses tonunun yanında el hareketleri ve mimileri de şiire uygun.

Caroline, Türkçe Olimpiyatları’nı kendisi için bir fırsat olarak görüyor. “Kişisel kariyerim ve gelişimim açısından bana bir fırsat sunuldu.” diyor. Daha şimdiden farklı bir kültür, farklı bir ülke tanıyacak olmanın heyecanını yaşıyor. Çünkü Türkçe Olimpiyatları’ndan önce Türkiye hakkında çok bir şey bilmediğini söylüyor.

Vitoria Rebecca, isminde ‘c’ harfinin olmadığı konusunda bizi uyarıyor. Olimpiyatlara, konuşma dalında katılacak. Ancak soğuk su içtiği için sesi kısıldığından nasıl konuştuğunu duyamıyoruz. Dolayısıyla dudak okuma yöntemiyle bizimle görüşlerini paylaşıyor. Türkçeyi çok iyi anlıyor. Ancak çok iyi konuşabildiğini söylemek zor. Zaten o da bunun farkında. “Anlamak, yazmak, okumak iyi de” diyor, “Konuşmak olmasa...” Çünkü telaffuzda büyük problem yaşıyor. Gerçi bu, hepsinin ortak problemi. Okulda en çok öğretmenlerin kendilerine olan tavrına hayran kalmış. Brezilya eğitiminde öğretmenlerle senli benli bir diyalog içinde olduklarını, ancak bu okula gelince öğretmenlerin daha saygılı bir tavır gösterdiklerini söylüyor. “Türkiye’yi tanımak, Türkçeyi öğrenmek benim için büyük bir hedef.” diyor. Okulun bu manada kendisine bir fırsat sunduğunu ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek istediğini kaydediyor.

15 yaşındaki Julia Cotta, şarkı yarışmasında ülkesini temsil edecek. O da bizim için bir buket söylüyor. Yorumu harika. Palmerias’ın altyapısında futbol oynuyor. Futbol topuyla 200 sektiriyor. Gelecekte ise matematik öğretmeni olmak istiyor. Türkçe Olimpiyatları ile ilgili okulda duyuru yapıldığında, içindeki yarışma isteğini engelleyememiş: “Türkiye’ye, aramızdan en iyi olan gidiyordu. Ben mücadeleyi severim. Bir anda yarışın içinde buldum kendimi. Sonra da şarkı söylemeye başladım.”

Julia da Türkiye’yi pek tanımıyor. “Bu eksikliğimi gidermek için olimpiyatlar bir fırsat.” diyor. Yeni bir dünyaya gidecek olmanın heyecanını yaşadığını belirtiyor. Bu sırada Caroline söze giriyor ve okul sayesinde Türkiye’nin 3 kıtanın ortasında olduğunu öğrendiklerini ve bu kültürle harmanlaşmış bir ülkeyi görmenin kendileri için önemli olduğunu dile getiriyor. Türkçe öğretmeni ve Türk okulunda okumanın kendileri için bir avantaj olduğunu; bu avantajı en iyi şekilde değerlendirmek istediğini kaydediyor.

Vitoria ise Türkçeyi, Türkçeyle iş yapmaya başlayana kadar öğrenmeye devam edeceğini söylüyor. Hatta üniversiteyi Türkiye’de okuma isteği bile var. İçlerinde Türkçeye en hâkim olan öğrenci olmasına rağmen şu sözler de ona ait: “Türkçe öğrenmek gerçekten çok zor.”

Peki, Türkiye’de büyük bir salonda, binlerce izleyicinin huzuruna çıkmaya hazırlar mı? Julia, “Açıkçası korkuyorum.” diyor. “Bu heyecandan öte bir şey” diye ekliyor. Daha önce hiç böyle bir tecrübe yaşamadığını belirtiyor. Araya giren Vitoria ise “Ben sahneye çıkmayacağım, arkadaşlarıma nazaran daha rahatım.” diyor gülerek. Utangaç olduğunu dile getiren Caroline, bütün bakışların üzerine çevrildiği bir anda nasıl şiir okuyacağını kendisinin de merak ettiğini söylüyor.

Üç öğrencinin ailesi de olimpiyatlardan haberdar. Vitoria, babasının ısrarla bu okulun Türkiye ile Brezilya arasında bir köprü olduğunu kendisine söylediğini bizimle paylaşıyor. Caroline’nin ailesi de çocukları için bu okulun bir fırsat olduğunu ve kızlarına yeni bir kapı açacağını düşünüyor. Julia’nın ailesi ise biraz farklı yaklaşmış okula. “Başta ailem Brezilya’da bir Türk okulunun olmasını garipsedi. Ama şu an okulla ilgili kafalarında herhangi bir şüphe kalmadı. Zira bendeki gelişim ve değişim onları çok mutlu etti.” diyor.

Başbakan Erdoğan’ın gelecek hafta Brezilya’ya geleceğinden haberdarlar. Hatta Erdoğan’ın okulu ziyaret etmesi bile söz konusu. Ancak öğrenciler bu duruma üzülüyor! Çünkü o tarihlerde kendileri Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de olacak. Julia, “Türkçeye en çok biz çalışıyoruz ama Türk Başbakanı’nı göremiyoruz.” diyor iç geçirerek.

Üç kız öğrenci de futbolla ilgili. Julia, Trabzonspor’u tutuyor. Önceki Türkçe öğretmeni onu Trabzonsporlu yapmış. Türkiye Kupası finalinde F.Bahçe’ye karşı kazandıklarını ve F.Bahçe’nin 28 yıldır kupaya hasret kaldığını biliyor. Trabzonspor’un 2 maçını izlemiş. Caroline ise F.Bahçeli. Takımın şampiyon olacağına inanıyor (Süper Lig’de 34. hafta maçları henüz oynanmamıştı). Üçü de Brezilya’da farklı takımları tutuyor.

Brezilya’daki Türk okulu gelecek sene organize edilecek Türkçe Olimpiyatları için de daha şimdiden kolları sıvamış durumda. 20 öğrenci tespit edilmiş ve onlarla çalışmalara başlanmış. Sizin anlayacağınız seneye daha da iddialılar.

8.Uluslarası Türkçe Olimpiyatları 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder