5 Haziran 2009 Cuma

Türkçe'ye katılan inanılmaz değer

Dünyayı huzur adası haline getirecek bu gayretler, Türkçe'ye olduğu gibi Türkiye'ye olan sevgi ve ilgiyi de artıracak.

Erhan BAŞYURT yazdı…

Mozambik dolaylarından “Sivas’ın Yollarına” türküsü...

Mozambik'ten gözleri gülen siyahi bir kız çocuğu, elinde mikrofon "Sivas'ın Yollarına" türküsünü okuyor.

Selda Bağcan'a nazire yapar gibi duru bir Türkçe...

Sanki kendi dilinde, kendi ülkesine özgü, Mozambik dolaylarında bir şarkıyı söyler gibi mutlu.

Haliç Kongre Merkezi'ni dolduran binlerce insan ve ekranları başındaki milyonlarca izleyici, ağlamaklı bir halde bu şahane performansı alkışlıyor.

Dün izleme fırsatı bulduğum 7'nci Türkçe Olimpiyatları'nda yaşanan ve büyük takdir toplayan tek sahne bu da değil.

***

Azeri bir kızımız "Demir Attım Yalnızlığa" diyor.

Ebru Gündeş'le sahnede canlı düet yapıyor.

Bir sanatçı için bundan daha değerli ne olabilir?

Fatih Kısaparmak, "O Benim Babam" türküsünü Pakistanlı bir delikanlıdan dinliyor.

Kendini tutamıyor, sevinç gözyaşları sahneye taşıyor.

Bu tabloyu görüp de kim mutlu olmaz ki...

Eminin herkesi duygulandıran ortak nokta şarkıların Türkçe söylenmesi değil, dünyanın dört bir yanında Türkçe'nin öğretilmesi.

Eurovision'a bile İngilizce şarkı ile katılan Türkiye için Türkçe Olimpiyatları tam bir sürpriz.

Düşünün 115 ülkeden 700 genç, 10 bin öğrenci arasından seçilip, Türkiye'de yarışmaya hak kazanmışlar.

Sadece şarkı değil, şiir, makale, dil bilgisi alanlarında da ayrı yarışmalar yapılıyor.

Türkçe sorulardan oluşan Genel Kültür Yarışması bile var.

***

Kim bu çocuklar?

Neden Türkçe okuyorlar?

Bu başarının kaynağında, dünyanın dört bir yanına "adanmışlık ruhu" ile giden ve 800'ü aşkın Türk okulu açan gönüllüler yatıyor.

Onların fedakârlığı sayesinde, Türkiye bu muhteşem çocukları bağrına basıyor.

Bu okulların nasıl emekler ve fedakârlıkların eseri olduğu ortada.

Nitekim Şarkı Finali'nde "Vefa Ödülü", Kuzey Irak'ta kendisini tamamen okuluna adamış ve hayatını kaybetmiş bir gönül erine, Gülnar Hoca'ya verildi.

Geçtiğimiz yıllarda da bu okulların finansmanı için gayret sarf ederken hayatını kaybeden iş adamları ve öğretmenlerin hüzünlü hikâyelerine şahit olmuştuk.

Türkçe'yi barış ve sevgi dili haline getirmek için büyük çaba gösteren bu insanları takdir etmemek mümkün mü?

Dünyayı huzur adası haline getirecek bu gayretler, Türkçe'ye olduğu gibi Türkiye'ye olan sevgi ve ilgiyi de artıracak.

Türkiye'nin bu muhteşem geceyi yaşamasına sebep olan herkese can-ı gönülden sonsuz teşekkürler.

***

OBAMA BOP'U ÖLDÜRDÜ!

ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama, İslam dünyasına mesajlarını Kahire'den verdi.

Tarihi konuşmasına "Esselamu aleykum" diye başlayan Obama, kendisinin Endonezya'da her sabah ezanla uyandığını söyledi.

Öz babası Kenyalı, üvey babası da Endonezyalı Müslüman olan Obama, İslam'ın barış ve hoşgörü dini olduğunu ifade etti.

Başkan Obama'nın, 11 Eylül saldırısı Irak ve Afganistan işgali nedeniyle İslam dünyasında artan ABD karşıtlığını bitirmek için verdiği mesajlar kulağa oldukça hoş geliyor.

Irak'ın işgalini hata olarak niteliyor.

Afganistan'da kalıcı olmayacaklarını söylüyor.

İslam'a savaş açmadıklarını ifade ediyor.

Guantanamo'nun kapatılacağını kaydediyor.

Filistin devletinin kurulmasını destekliyor...

***

Obama, Türkiye'de de halen yaşanan başörtüsü sorununa Batılı ülkeler üzerinden tavır alıyor.

"Başını kapatan kadının daha az özgür olduğu görüşünü paylaşmıyorum ve başörtülülere eğitim fırsatı verilmemesini eşitlik ilkesine aykırı buluyorum."

Obama, söyledikleri ile eylemlerini birleştirirse, ABD karşıtlığını bitirir.

İslam karşıtı olmaması bile buzların erimesi için yeterli.

Obama dün radikal bir çıkış daha yaparak, "Büyük Ortadoğu Projesi" olarak bilinen BOP'un da ölümünü ilan etti.

"Hiçbir ülke, başka bir ülkeye zorla bir yönetim şeklini kabul ettiremez."

Bush yönetimi uygulamalarıyla arasına kalın bir çizgi çekti, Obama.

***

Son olarak, tarihi konuşmanın Kahire'de yapılmasının Türkiye açısından iki önemli mesajı var.

Birincisi, Obama Türkiye'yi "ılımlı İslam modeli" olarak ziyaret etmemiş.

Türkiye'yi, işbirliğinde birinci öncelikli ülke olarak görmüş.

İkincisi, Türkiye "İslam dünyasının kalbi" değil.

İslam dünyasına tarihi mesajlar için Kahire daha öncelikli bir mekan...

Ne dersiniz sevinsek mi, üzülsek mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder