19 Mart 2009 Perşembe

Ukrayna, Türkçe konuşuyor

Türkçe olimpiyatları Ukrayna finali, organizasyonun 7 yılda geldiği noktayı göstermesi açısından önemliydi. Türk Okulları finallerde, devlet liseleri ve üniversitelerle kıyasıya rekabet etti.

Ukrayna`nın en prestijli yüksek eğitim kurumu Şevçenko Üniversitesi`nin Kiev merkez kampüsü, pek alışık olmadığı bir kalabalığı ağırlıyor. Ülkenin dört bir yanından gelen öğrencileri taşıyan otobüsler, sırayla kapıya yanaşıyor. Bina girişinde kuyruk var. Bir yanda ortaöğretim ve üniversite öğrencileri, diğer yanda akademisyenler, veliler ve tabii ki protokol, biraz sonra başlayacak etkinliğe hazırlanıyor. Özellikle öğrencilerin heyecanı gözlerinden okunuyor. Çünkü jürinin açıklayacağı sonuçlarda, bir yıllık emeklerinin karşılığını alacaklar. Bu yıl yedincisi düzenlenecek Uluslararası Türkçe Olimpiyatları`nın Ukrayna finalinde olmayı hak eden yarışmacıların artık tek hedefi, dereceye girebilmek. İlk üç derece elbette önemli ama asıl amaç, kendi kategorisinde birinci olup haziranda Türkiye`de yapılacak finale adlarını yazdırabilmek.

Şubat ve mart boyunca dünyanın 115 ülkesinde, haziranda Ankara ve İstanbul`da düzenlenecek 7. Türkçe Olimpiyatları finallerinin ön elemeleri gerçekleştiriliyor. Kiev`deki Ukrayna finali ise Türkçe Olimpiyatları`nın 7 yılda geldiği noktayı göstermesi açısından önemliydi. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki Türk Okulları`nda okuyan öğrenciler arasındaki Türkçe rekabetiyle başlayan yarışma artık kendi kabuğunu kırıyor. Ukrayna`daki finalde yarışanların çoğunluğu Türk Okulları öğrencileri değil, ülkenin farklı coğrafyalarındaki lise ve üniversite düzeyindeki devlet okulu öğrencileriydi. Türkçe Olimpiyatları, Ukrayna`da Türk diline ilginin yansıması oldu.

HEM ÇOK YAKIN HEM DE ÇOK UZAK ÜLKE

Ukrayna, bir yandan Türkiye`ye komşu sayılabilecek kadar yakın. Çünkü aramızda sadece Karadeniz var ve uçakla bir iç hat uçuşu mesafesinde. Bir yandan da çok uzak, çünkü Türkiye`de hakkında çok az şey bilinen, haritada yerini pek az kişinin gösterebileceği bir ülke. Buna rağmen aradaki ilişkilerin 360 yıllık bir geçmişi var. İlk temaslar Osmanlı zamanında 1649`da başlamış. İki ülkenin tarihsel anlamda en önemli ortak yanlarından birinin, Kanuni Sultan Süleyman`ın eşinin Ukrayna kökenli Hürrem Sultan(Roxelane) olduğu tespitini yapmak lazım. Hürrem Sultan bugün Ukrayna`da hâlâ son derece popüler bir kişilik. Hakkında filmler çevrilmiş, kitaplar yazılmış.

Yıllarca sadece Hürrem Sultan`ın tarihî kişiliği üzerinden kurgulanan ilişkilerde son yıllarda ülkedeki etkinlikleri hızla artan Türk Okulları ve Türkçe Olimpiyatları`nın da ciddi ağırlığı ve belirleyiciliği var artık. Türkçenin, İngilizceden sonra ülkedeki en popüler ikinci yabancı dil hâline gelmesinde, Meridyen Eğitim Kurumları`nın önemli rolünün altını çizmek gerekiyor. 2001 yılında Kiev`de, Ukrayna`da faaliyet gösteren Türk girişimciler ve Türkiye`den yüksek eğitim için geldikten sonra bu ülkeye yerleşen Türk öğrencilerin çalışmalarıyla faaliyete başlayan Meridyen Eğitim Kurumları ile Ukrayna Eğitim Bakanlığı ve Millî Taras Şevçenko Üniversitesi`nin ortaklaşa düzenlediği Türkçe Olimpiyatları`na, 24 farklı eğitim kurumundan öğrenciler katılıyor. Bunlar arasında Meridyen Türk Okulları dışında, Doğu Dilleri Lisesi, Şevçenko Üniversitesi, Herson Devlet Üniversitesi, Millî Pedagoji Üniversitesi, Kiev Doğu Dünyası Üniversitesi, Kiev Millî Dilbilim Üniversitesi ve Harkiv Şarkiyat ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü gibi ülkenin dört bir yanından saygın orta ve yüksek eğitim kurumları bulunuyor. Bu yılki finallerde, bu okullardan toplam 159 öğrenci yarıştı. 10 kategoride, 30 öğrenci dereceye girdi.

Peki, bütün bu üniversitelerdeki öğrenciler Türkçeyi nasıl öğreniyor? İşin ilginç noktası da burası aslında. Ukrayna`da son yıllarda Türkçeye gittikçe artan bir ilgi var. Türk Okulları`nın başarıları bu ilgiyi güçlendirirken, Türkiye`nin dış dünyada artan etkinliği, Ukrayna için çok önemli bir komşu ülke olması, Türkçe konuşabilmeyi ülkede önemli bir vasıf hâline getiriyor. Dile ilginin artması ise elbette Türkoloji bölümlerinin çoğalmasına sebep oluyor. Üniversitelerde Türkçe, Türkoloji bölümlerinde öğretilirken, orta öğretimde ise Doğu Dilleri adı altında faaliyet gösteren liselerde veriliyor. Türkoloji bölümlerinin en ünlüsü Şevçenko Üniversitesi bünyesindeki bölüm. 1995`te, ünlü Türkolog Prof. Dr. Griyoriy Holimonenko tarafından kurulan bölümün başkanlığını hâlen Doç. Dr. Volodimir Pidvoyniy yapıyor. Prof. Holimonenko, Reşat Nuri Güntekin`in ünlü romanı Çalıkuşu`nu Rusça ve Ukraynacaya çeviren isim.

Ukrayna`daki Türkiye ilgisini incelerken, 1994 tarihini mercek altına almak gerekiyor. Dışarıya fazla yansımasa da, bu tarih iki ülke ilişkileri açısından bir dönüm noktası âdeta. Gökhan Demir, Erbay Burak, İbrahim Parmaksız, Gökhan Yahşi, Arif Bayraktar, Şenol ve Erol Kocaman isimli öğrenciler, üniversite eğitimi için Ukrayna`ya gelir. Komünizmden yeni kurtulmuş ve bağımsızlığını ilan etmiş Ukrayna`da eğitimlerini tamamlayan Türk öğrenciler, geri dönmeyerek bu ülkede yaşamaya devam eder. Bir kısmı farklı kurumlarda çalışırken, bir bölümü de ticarete atılır. Büyük çoğunluğu da, Ukraynalı bayanlarla hayatlarını birleştirir. İşte Türk Okulları`nın temelini de, iki kültürü iyi bilen bu gençler atar. Aksana Burak, sözünü ettiğimiz bu gençlerden, iş adamı Erbay Burak`ın eşi. Hâlen Doğu Dünyası Üniversitesi Türkoloji bölümünde araştırma görevlisi, ve doktorasına devam ediyor. Öğrencilerine Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı öğretiyor. Son derece iyi Türkçe konuşan Aksana Hanım, aynı zamanda Türkçe Olimpiyatları, Ukrayna jürisinde.

Üniversitede kendi deyimiyle tamamen `tevafuken` Türkçe dersini seçmeli olarak almaya başlar. `Bir sene içinde ise Türkçeye âşık oldum. İngilizcenin de önüne geçti. Artık hem meslek hem de özel hayatımda Türkçe var.` diyor. Ukrayna`da Doğu Dilleri`nin öğretildiği ilk kurum, Doğu Dilleri Lisesi. Bu okulda isteyenlere Türkçe dersi de veriliyor. Aksana Burak, Türk Okulları ve Türkçe Olimpiyatları ile Türkçeye ilginin son yıllarda zirveye çıktığını söylüyor: `Bu sayede çocukların hayatında Türkçenin büyük yeri oldu. Dille birlikte Türk kültürü, edebiyatı ve şiiriyle tanışıyorlar. Türkiye`nin büyük bir ülke olması da motivasyonu artırıyor. Bu sürecin hem Türkiye hem de Ukrayna devletleri tarafından desteklenmesi de Türkçe meselesini daha ciddi hâle getiriyor. Sonuçta bana göre Türkçe Olimpiyatları, iki ülke ilişkileri açısından devrim olmuştur.`

Erbay Bey ile 7 senedir evli olan Aksana Hanım`ın üç yaşında bir kızları var. Sık sık Türkiye`ye gittiklerini belirtiyor. `Gitmesek sıkılırız, sıkıldığımızda Türkiye`de rahatlarız, moral buluruz.` diyor. Türk ailesinin ve kayın validesinin kendisini çok sevdiğini de belirterek `Türk gelini de var ama beni daha çok sever.` demeyi de ihmal etmiyor.

Aksana Hanım`ın altını çizdiği, iki ülkenin Türkçe öğrenimine desteğini, olimpiyatların Ukrayna finallerinde gözlemlemek mümkün. Hâlen bu ülkedeki Türkoloji bölümlerinde öğretim üyeliği yapan, Millî Eğitim Bakanlığı`nın görevlendirdiği isimler de öğrencileriyle beraber finallerdeydi. Onlardan biri de Nihan Özyıldırım. Hâlen Odesa Millî Meçnikov Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde, seçmeli ders olarak Türkçeyi tercih eden öğrencilerin derslerine giriyor. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bu ülkeye atanmış. Nihan Hanım`ın Türkçe dersine katılan toplam 150 öğrenci var ve onların 6`sı finallerde yarışmaya hak kazanmış. Üniversitede Türkçeye büyük ilgi olduğunu belirterek `Öğrencilerin seçebileceği toplam 8 yabancı dil var ama İngilizceden sonra en fazla ilgiyi Türkçe görüyor. Olimpiyatlar bu ilgiyi daha da artırıyor.` diyor.

Üniversitelerdeki öğretim üyeleri bir yana aslında Türkiye, Ukrayna olimpiyatlarında Kiev Büyükelçisi Erdoğan İşcan tarafından temsil edildi. Ülkedeki Türk vatandaşlarının sorunları ve faaliyetlerine gösterdiği yakın ilgiyle dikkati çeken büyükelçi, olimpiyatlarla gerek başlangıç, gerekse final aşamasında yakından ilgilendi. Türkçe bilen Ukraynalılar kadar, Ukrayna dilini iyi konuşan Türklerin sayısının artmasının iki ülke ilişkilerinin gelişmesindeki önemine işaret eden Büyükelçi İşcan, Türkçe Olimpiyatları gibi organizasyonların da bu sürece hizmet ettiğinin altını çizdi.

Ukrayna aslında ana dilinin kıymetini, uzun yıllar devam eden acı tecrübelerle öğrenmiş bir toplum. 1991 yılına kadar, Sovyetler Birliği ve öncesinde Rusya Çarlığı`nın bünyesinde yaşayan Ukrayna, 18 yıldır bağımsız bir devlet. 1876 yılında Rus Çarlığı tarafından çıkarılan Emskiy Kanunu ile ana dillerinde konuşmaları yasaklanan Ukraynalılar, bir asırdan daha fazla bir süre dillerinden mahrum kalmış.

Ukrayna Millî Yazarlar Birliği Başkanı Vlademir Yavesevskiy de bu acı tecrübeye işaret ederek kurum olarak kendilerinin de diğer ülkelerden Ukraynalıların katılımıyla, Ukraynacayı iyi konuşma yarışması yaptıklarını söylüyor: `Biz 350 yıl Rusya egemenliğinde kaldık. Dilimizi kaybetmek üzereydik. Bir asır boyunca Ukraynaca kanunla yasaklandı. Çok değil sadece 20 yıl önce Kiev`de sadece yazarlar ve kapıcılar dilimizi bilirdi. Bu açıdan Türkçe Olimpiyatları bizim değerini bildiğimiz bir olay. Türklerin kendi dillerini koruma ve yaygınlaştırma işini çok iyi yaptıklarını düşünüyorum. Bizim bu süreçten çıkaracağımız dersler var.`

Kiev Millî Eğitim Müdürü Lilya Mihaylovna Grineviç ise olimpiyatlara katılan Ukraynalı öğrenciler için ilginç bir tespit yaparak `Türkiye ve Türkçeye âdeta vurulmuşlar.` diyor. Komşu bir ülkeye öğrencilerin gösterdiği ilginin kendilerini memnun ettiğini belirten Grineviç, bu ilginin her geçen gün arttığını vurguluyor: `Öğrencilerimizin ve eğitim camiamızın en çok ilişkide olduğu ülke Türkiye. Bu sebeple Türkçeyi yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Şehrimizde Türkçeye olan ilgi de her geçen gün artıyor. Bunun için kadro yetiştirmemiz gerek. Türkçe öğretimini desteklemek amacıyla Kiev Pedagoji Üniversitesi`nde de Türk dili bölümü açmaya karar verdik. Günümüzde halklar arasında diyalog çok mühim. Türkçe olimpiyatları bu diyalogu en güzel şekilde gerçekleştiriyor.`

Sonuç olarak Ukrayna finalleri, 7 yıldır gerçekleştirilen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları`nın meyvelerinin şimdiden toplanmaya başladığının bariz göstergesi. Türkçe Olimpiyatları Ukrayna Genel Koordinatörü Ahmet Aydın`ın da dediği gibi, bir yabancı dili sevmeden öğrenmek mümkün değil. Görünen o ki, dünyaya yayılan Türk Okulları`nın başlattığı süreç, önce öğrencilerin Türkçeyi sevmelerine vesile oluyor. Arkasından da Türkçenin bir dünya dili olması yolunda atılan ciddi adımlar ve alınan somut neticeler geliyor.

Zafer Özcan, Aksiyon

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder