29 Mayıs 2009 Cuma

7. ULUSLARARASI TÜRKÇE OLİMPİYATLARI

Kırgızbastı

Son günlerin moda oyunu kolbastı ülke sınırlarını aştı ve Kırgısiztan’a kadar ulaştı. Dün akşam Kanal D haberde Kırgısiztan’daki Türk okulundan gelen 4 genci kolbastı oynarken seyrettik. Bizim kolbastı oldu Kırgızbastı. Türkçe Olimpiyatları nedeniyle 115 farklı ülkeden ülkemize gelen çocukları seyrederken heyecanlanmamak elde değil.
Bütün bunları 5-10 yıl önce birileri bize anlatsaydı herhalde ona gülerdik. Hatta bunun gerçekleşeceği konusunda inatla fikrini savunsaydı bu seferde ona deli derdik.
Bir zamanlar aklımızın almadığı, mantığımızın kabul etmediği, hayalimizde yer alamayacak kadar imkansız gibi görünen bu durum artık gerçek. 2003 yılında 17 ülkenin katılımıyla başlayan Türkçe Olimpiyatları şimdilerde bize olağan bir etkinlik olarak geliyor. Ve 115 farklı ülke Türkçe Olimpiyatları’na katılıyor.
Dünyaya Anadolu’dan yayılmış hizmet erlerinin açtığı Türk okullarında Türkçe öğrenen çocuklar akın akın ülkemize geliyor. Anadolu’dan dünyaya yayılan sevgi tohumlarının çiçekleri onlar.
Dünyaya dostluğu, sevgiyi ve hoşgörüyü öğretecek bir nesil yetişiyor. Türkiye’nin bağrından kopup giden öğretmenler dünya insanına Türkçe konuşmayı öğretiyor. Bütün bunları görünce yüreği yanık, gönlü sevgiyle dolup taşan, almayı değil vermeyi, tüketmeyi değil üretmeyi seven insanımızın var olduğunu bilmek hepimizi mutlu ediyor.
Anadolu’nun bağrından kopan alperenler, yiğitler, asrın fikir işçileri, hizmet erleri, altın neslin altın çocukları bayrağımızı gururla taşıyorlar. Dilimizi sevgiyle öğretiyorlar. Dünya insanına insanlık dersi veren öğretmenlerin ellerinden öpüyoruz. Onların bu hizmet aşkı karşısında saygıyla eğiliyor, dualarımızı onlardan eksik etmiyoruz. Ve onlara diyoruz ki siz koşmanıza bakın arkanızda biz varız. Anadolu insanı her şeyiyle sizin arkanızdadır.

“Bu değirmenin suyu ABD’den geliyor”, “Bunlar ABD’nin uşakları”, “Ilımlı İslam’ın temsilcileri” ya da “F tipi örgüt üyeleri” diyenlere aldırış etmeyin. Biz sizlerin hizmetlerinden memnunuz Allah’ta sizden memnun olur inşallah.
Erzurum’un korucuk köyünde gözünü dünyaya açan bir hocanın eseri bunlar dersek abartmış olmayız. Ancak bu cümle hepimizden daha çok kendisini rahatsız eder. Ve mutlaka düzeltilmesini isterdi. Derdi ki; “Bu hizmette ben bir neferim. Hepsi Anadolu insanının eseridir.” Bizde onun bu isteğini saygıyla karşılıyor bu hizmetlerin tümünün Anadolu insanının eseri olduğuna şahitlik ediyoruz.
Kim ne derse desin. “Dinci, gerici, ABD uşağı, F tipi örgüt” aklınıza ne gelirse gelsin. Anadolu insanı bunlara inanmıyor. “Yapılanlar yapılacak olanların teminatıdır” diyor. Dünyanın dört bir yanına dağılan ve orada altın neslin yetişmesi için var gücüyle çalışanlara kalbini açıyor, sevgisini veriyor.
Erzurum’un Korucuk köyünden çıkan sevgi, hoşgörü insanı M. Fetullah Gülen Hoca efendi dünyaya Türkçe konuşmayı öğretti. Hayallerimizde olmayan şeyleri bize yaşattı. Gönlümüzü çoşturdu, gözümüzü yaşarttı. İstenirse imkansız gibi görünen şeylerin bile yapılabileceğini gösterdi. Sağ ol Hocam. Ömrün uzun olsun. Dualarımız sizinle.
Kimin sizinle ilgili ne dediği umurumuzda değil. Siz bizim gönlümüzün sultanısınız. Anadolu insanının kalbindeki yerinizi kimsenin değiştirmeye gücü yetmez.
Biliyoruz siz uzaklardasın. Sizin ektiğiniz tohumlardan çıkan çiçekleri bizler burada kokluyor ve onları seyrederek mest oluyoruz.
Bu kervanın başı sizsiniz, yolcuları da Anadolu insanıdır. Bu kervan dünya insanını, insanlığa, sevgiye, hoşgörüye, dostluğa, merhamete, rahmete taşımak için yola çıkmıştır. Sizin uzaklarda çektiğiniz sıkıntılar Allah’ın bir lütfüdür. Rahmet davası zahmetsiz olmaz.
Bu yolda kararlılıkla yürürken elbette gözü dönmüşler size çamur atmaktan geri durmayacaktır. Siz “Sıkılsın” adlı şiirinizde onlara cevaben diyorsunuz ki; “Sen çalış; olmazsa âlem sıkılsın! / Yardıma koşmayan kalem sıkılsın! / Var olup boy attı (bâtıl) bir yoktan, / Hakk'ı söylemeyen diller sıkılsın!”
Biz biliyoruz ki siz bütün bunları Allah rızası için yapıyorsunuz. Dualarımız o dur ki Allah’ın rızasını kazanan kullarından olursunuz.

Bizlere böyle bir onur ve mutluluk yaşattığınız için Allah sizden ve bütün bunlara vesile olanlardan razı olsun.

Sıkılsın

Sen çalış; olmazsa âlem sıkılsın!
Yardıma koşmayan kalem sıkılsın!
Kanatlan üveykim hele kanatlan!
Sana yol vermeyen mekân sıkılsın!
Akıncımız akıp gitti dönmedi,
Gitmeyip yerinde seken sıkılsın!
Koca umran taş taş olup devrildi.
Bu ülkeden gelip geçen sıkılsın!
Mîmârlar çekilip gittiler çoktan,
Çıraklık bilmeyen kullar sıkılsın!
Var olup boy attı (bâtıl) bir yoktan,
Hakk'ı söylemeyen diller sıkılsın
Ey canını fedâya and içmiş baş!
Sen çek git yoluna, kalan sıkılsın!

M. Fethullah Gülen

Adem Durmuş

http://www.sonsayfa.com/Kose-Yazarlari-adem-durmus-47.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder